BİR BAŞLANGIÇ….

Lojistik dünyası  bambaşka … Üstelik heyecan verici .Yorucu, zorlu ama heyecan verici…

            Nasıl başlangıç ama. Neden şaşırdınız? Biz lojistikçilerin dünyayı kamyon tekerleğinden  , tren rayından ya da gemi yük güvertesinden ibaret gördüğümüzü mü sanıyorsunuz? Size oldukça etkili bir tarihsel giriş yapmayı aşağıdaki paragrafa bırakıp , yazacağım her şeyi yüzmeyi öğrenmeye çalışan ördek yavrusu acemiliğine varsayın. Böylece bu sanal yolculuk hem sizin hem de benim için daha eğlenceli olacaktır.

        Başlangıçta askeri bir terim olan lojistik kavramı  Antik Yunan,  Roma   ve   Bizans  uygarlıklarında ihtiyaçların dağıtımı ve finanse edilmesinden sorumlu Logistikas denen bölümler ve subaylar  yolu ile dünya medeniyetinde yerini almışken 2. Dünya Savaşı’ndan sonra gerçek önemini insanlığa anlatmaya başlamış ve insanoğlu artık bu kavramı bilimsel olarak da değerlendirmenin gerekliliğini kavramıştır. 1990 lı yıllardan itibaren ise lojistik denildiğinde akla gelen ‘evden eve nakliyat’ kafasından kurtulunmuş  ve lojistiğin üretici ile tüketici arasında köprü olduğu konusunda aydınlanma yaşanmıştır. Artık bugün biliyoruz ki lojistik ;  Nakliye, stok yönetimi, depolama, paketleme, malzeme ve ekipman temini ,sipariş işlemi, tahmin, üretim planlama , satın alma, müşteri hizmeti, teslim yer seçimi, gümrükleme gibi birçok işlemi kapsayan devasa bir alan. Hedef artık bu devasa alanda en düşük maliyetle üretici ile  tüketiciyi buluşturmak…  Büyüsü de tam burada başlıyor işte.

        Bir bilginin, hizmetin ya da ürünün kaynağından tüketicisine kavuşturana kadar  izlenebilecek binlerce yol lojistikçinin hayal dünyasından  gerçeğe dönüşür ; bazen depo olur, bazen pazar olur, bazen ray olur bazen de liman. Ve artık günümüzde klavyede bir tuş olur. Klavyede tuş olmak …. Covid19 salgını birlikte ne kadar anlam kazandı hayatımızda bu ifade.  İçeceğimiz su , yiyeceğimiz ekmek , kedimizin maması bir tuşla evimizde. Seksenli yılların mahalle bakkalı gibi. Hani şu çoraptan  kovaya  kadar ne ararsan bulabildiğin .Tek tuş ile ne kadar büyük bir makineyi çalıştırıyoruz? Dişliler dönmeye başlıyor , çarklar dönüyor ve lojistik senin için sana kusursuz hizmet vadediyor.Her geçen gün teknoloji ilerledikçe , yetişmiş insan kalitesi arttıkça velhasıl sektörün değeri artıkça tüketiciye ulaşan hizmet de kusursuzlaşıyor. Bu arada herkes hikayenin sonundaki müşteri memnuniyetine odaklanmışken George Carlın’ın dediği gibi bütün işi tırtıl yapar ama şöhreti kelebek kapar. Sanırım tırtıl oluyoruz bu durumda!

    İnsanoğlunun beyninin sınırları hala gizemini korurken sektörde varolanların rekabet savaşında  bu sınırlar artık  tamamen önemini kaybeder. Lojistiğin neresinde olursanız olun her zaman A, B, C……. Z planlarınızın  hazır olması gerekir. Üretimden başlayan teslime ve hatta ters lojistiğe kadar giden süreçte sizden başka herkesin yaptığı hatayı  düzeltmeniz , atlanılan bir noktayı tamamlamanız beklenir. Eğer rüyanız lojistikse sorun yok. Büyük bir aşkla gün 36 saat çalışır çözüm üretirsiniz ..Ama hasbelkader buradaysanız sizin için üzgünüm. İlk durakta inin , derim. Bu yazı ve devamında gelecek tüm yazılar  sizin için değil.

   Sizinle çıkacağımız bu yeni yolculukta lojistiğin gelecek olduğunu kabulle başlayan bir  fikir işbirliği içinde olmamız şart. Gizli kahramanlar olup alkış beklememek şart. İster depoda, ister operasyonda isterse insan kaynaklarında  ol , her an sürprizlere açık olup  aportta beklemen gerekliliği  olduğunu da kabul ediyorsan yolculuğumuz başlayabilir.

    Bu yolculukta sizinle 9 yıldır varolduğum lojistik sektöründe deneyimlerimi , hala deneyemediklerimi  ve bir gün mutlaka deneyimlemek istediğim olayları , süreçleri paylaşmayı isterim. Bazen çok sıkıcı yazılar da yazabilirim. Arada lojistiğin geleceği hakkında belki birkaç fikir yürütürüm. Bir sürü teknik, hukuki bilgi paylaşımı da yapabilirim. Okuduğum kitapları anlatırım. Okumak isteyip okumaya vakit bulamadıklarımı da. İzlerken eziyet çektiğim filmleri izlemeyin diye uyarırım belki. Oturur sektörde çalışanların dertlerini dinler size anlatırım. Bu kadar stresli bir sektörde motivasyon kaynaklarını öğrenir size bilgi sızdırırım. İnsan Kaynakları’nın şirketlerin üst yönetimi ile çalışan arasındaki sıkışmışlığını , üretimdekilerin teslimat sürelerini neden ona sormadıklarından dert yanmasını , şoförün az gelen harcırahını öğrenir öğrenmez size aktarırım.  Dünyadaki sektörleri gelecekte nasıl şekilleneceğini lojistiğin gelecekteki Dünya’da nerede olacağını global haberlerden yapacağım alıntılarla size iletirim.

Koca koca ülkelerin limanları kapma yarışını , karayolları üzerinde yalandan çıkardıkları savaşları içeren birçok soruya birlikte  cevap arayabiliriz . Ayrıca güncel sektör sorunlarını  alır? Türk ekonomisi için lojistik ne kadar önemlidir? İlkokuldan bu yana bize öğretilen üç tarafı denizlerle çevrili  muhteşem coğrafyayı lojistik için ne kadar doğru kullanıyoruz? Var mıdır şöyle meşhur bir deniz ticareti filomuz? Bu yeşil lojistik ne menem birşeydir? Avrupa ülkeleri yeşil lojistik adı altında bir sürü mevzuat değişikliği yaparken biz ne yapıyoruz? Türkiye niye demiryoluna yeteri kadar yatırım yapmıyor? Türkiye’de kurulan lojistik merkezleri neden lojistik şirketleri tarafından tercih edilmiyor? Burada bir yatırım ve pazarlama hataları olabilir mi? Türkiye’nin sektörede yetişmiş insan kalitesi , alt yapı yatırımları hızla artarken gümrüklerdeki sorunlar neden çözülemiyor ? Dünya Bankası tarafından her iki yılda bir düzenlenen Lojistik Planlama Endeksi’nde 2016 yılından bu yana neden geri düşmeye başladık?

Ve daha bir sürü şey… Ne kadar çok dert edilecek , kafa yorulacak soru varmış meğer…İşte tüm gizem ve heyecan bu soruların ardında. Öğrendikce o büyüye kapılacaksınız. Öğrendiğinizi deneyimledikçe kelebek olmanın o kadar da önemli olmadığını , asıl marifetin o dut yaprağının  üzerinde sabırla  koza örmek olduğunu anlayacaksınız. Acısı ile tatlısı ile lojistik kanınıza işledikçe hem söylenip hem vazgeçemeyeceksiniz.

 Bu yolculuk sırasında kimlerle , nelerle karşılaşırız, neler öğreniriz hep birlikte göreceğiz.